Yıldız Tilbe Alevi mi? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Giriş: Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, her bir kelimenin ardında derin bir anlam barındırır; bir anlatı, zamanla bir toplumun ruhunu şekillendirir. Kelimeler, sadece iletişimi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal yapıları, kimlikleri ve kültürel izleri yeniden inşa eder. Her metin, bir bakıma bir kimlik inşasının yansımasıdır. İnsanların kimliklerini, aidiyetlerini ve hayatlarını anlamada, edebi eserler birer yol haritası gibi işlev görür. Yıldız Tilbe’nin müzik kariyerine bakıldığında, şarkıları da tıpkı bir edebiyat metni gibi, içsel dünyaların, duyguların ve toplumsal kimliklerin derin izlerini taşır. Ancak, bir sanatçının kimliği üzerine sorular sorarken, bu soruların edebi…
8 YorumOyunlu Bilgi Dünyası Yazılar
Tasni Ne Demek? Eğitimdeki Yeri ve Önemi Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Perspektifi Eğitim, sadece bilgi aktarmaktan çok daha fazlasıdır. Her bir öğrenci, öğrenme süreciyle birlikte kendi dünyasını, düşünce biçimini ve toplumsal algılarını dönüştürür. Öğrenmek, bazen küçük bir adımla başlar, ama büyük değişimlere yol açar. Bu dönüşüm, bireyin sadece akademik becerilerini değil, aynı zamanda hayata dair bakış açısını da geliştirir. İşte tam bu noktada, eğitimsel sürecin derinliklerine inmek ve kavramların ne anlama geldiğini sorgulamak önem kazanır. Bugün, dil ve anlam ilişkisini, öğrenme süreçlerinin bir parçası olarak ele alacağımız “Tasni” kavramını inceleyeceğiz. Tasni Kavramı ve Etimolojik Kökeni Tasni, Arapçadan dilimize geçmiş…
Yorum BırakYükseltgenme Değeri: Ekonomik Perspektiften Sınırlı Kaynaklar ve Stratejik Seçimler Bir Ekonomistin Bakış Açısıyla Yükseltgenme Değeri Ekonomi, temelinde sınırlı kaynaklarla yapılan seçimler ve bu seçimlerin sonuçları üzerine kurulu bir disiplindir. Her gün insanlar, firmalar ve devletler, sınırlı kaynakları en verimli şekilde kullanabilmek için çeşitli tercihler yaparlar. Bu tercihler, genellikle kısa vadeli kazançlar ile uzun vadeli sonuçlar arasında denge kurma amacını taşır. Ancak bu denge, çoğu zaman karmaşık ve çok boyutlu bir etkileşimden doğar. Bir ekonomi düşünürken, herkesin alacağı kararların, toplumsal refahı nasıl etkileyebileceği üzerinde yoğunlaşmak gerekir. İşte bu noktada, kimya ve ekonomi gibi birbiriyle doğrudan bağlantılı olmayan alanları birleştiren, ama aslında…
Yorum BırakKamulaştırma Bedeli Kime Ödenir? Geleceğin Toplumunda Mülkiyetin ve Adaletin Yeni Yüzü Gelin bugün birlikte alışıldık bir hukuki konunun ötesine geçip biraz beyin fırtınası yapalım. “Kamulaştırma bedeli kime ödenir?” sorusuna yalnızca bugünün yasaları çerçevesinde değil, geleceğin toplumsal yapısı, mülkiyet anlayışı ve adalet vizyonu üzerinden de bakalım. Çünkü bu mesele, yalnızca devletin bir arsa ya da bina karşılığında ödediği paradan ibaret değil. Bu konu, gelecekte şehirlerin nasıl şekilleneceğini, insanların mülkiyetle ilişkilerini ve hatta toplumsal düzenin temel taşlarını yeniden tanımlayacak kadar önemli. Bugünün Temel Cevabı: Kamulaştırma Bedeli Kime Ödenir? Önce klasik yanıtı netleştirelim: Mevcut mevzuata göre kamulaştırma bedeli, taşınmazın maliki yani tapuda mülkiyet…
6 YorumKısa cevap: KAMER Vakfı, ağırlıkla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da “23 ilde örgütlü” çalıştığını beyan eder; bu illerin önemli bir bölümünde aktif şubeler/ofisler bulunur. Kamuya açık sayfalarından doğrulanabilen iller arasında Diyarbakır (merkez ve şube), Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa, Van, Batman ve Bitlis yer alır. “Varlık” zamanla saha projelerine ve temsilciliklere göre genişleyip daralabilir; bu yüzden il listesi dinamik okunmalıdır. ([Kamer][1]) Bu yazı, “Kamer Vakfı hangi illerde var?” sorusunu yalnızca bir harita meselesi olarak değil, farklı bakışların kesiştiği, veriyle vicdanın aynı masaya oturduğu bir diyalog olarak ele alıyor. Gelin; aynı tabloya farklı merceklerle bakalım. Kamer Vakfı Hangi İllerde Var? Haritaya Bakmanın Birden Fazla…
Yorum BırakDas Kapital Ağır mı? Yoksa Biz mi Hafifiz? Şimdi dürüst olalım… Karl Marx’ın meşhur eseri Das Kapital elinize geçtiğinde aklınızdan geçen ilk şey muhtemelen “Bu kitapla hırsız kovalanır” olmuştur. Sadece fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da ağırdır çünkü içindeki fikirler insan beynine squat yaptırır. Ama merak etmeyin, gelin bu ağırlık meselesine biraz kahkaha serpiştirerek bakalım. Belki de mesele kitapta değil, bizim okuma kaslarımızdadır! Erkekler için: Stratejik Bir Görev Dosyası Erkek okur, Das Kapital’i eline alınca onu bir tür “kapitalizmi çökertme rehberi” gibi görür. Hemen bir plan yapılır: sayfa sayısı hesaplanır, günde kaç sayfa okunacağı belirlenir, hatta okuma takvimi Excel’de çıkarılır.…
Yorum BırakÖzetle: 131 sayılı Kanun, Türkiye’nin tarım ve orman politikasını şekillendiren, kurumsal yapıyı yeniden organize eden ve geleceğe yön veren stratejik bir yasal çerçevedir. Geleceğe dair en büyük merakım şu: Bugün “131 sayılı Kanun” dediğimiz o satırların, 20-30 yıl sonra nasıl bir Türkiye’nin temelini oluşturacağını gerçekten hayal edebiliyor muyuz? Belki de bugünün sıradan bir yasal düzenlemesi, geleceğin su savaşlarını, gıda krizlerini ya da ekolojik devrimlerini belirleyecek bir dönüm noktasıdır. Gelin birlikte, biraz hayal gücünü serbest bırakarak ve farklı bakış açılarını tartışmaya açarak bu kanunun gelecekte nasıl yankılanabileceğini düşünelim. 131 Sayılı Kanun Nedir? – Temelleri Anlamak 131 sayılı Kanun, Türkiye’nin tarım, orman…
Yorum BırakGurup mı Grup mu? Dilin Gücü, Toplumun Yapısı ve İktidarın Sessiz Kodları Bir siyaset bilimci olarak her zaman şunu düşünürüm: Dilin biçimi, iktidarın biçimini yansıtır. Kelimeler sadece anlam taşımaz; aynı zamanda güç ilişkilerini, otorite biçimlerini ve toplumsal düzenin sınırlarını da taşır. “Gurup mı grup mu?” gibi basit görünen bir yazım tartışması bile, toplumun nasıl düşündüğünü, nasıl örgütlendiğini ve kimlerin dilin kurallarını koyduğunu anlamak açısından öğreticidir. Çünkü dil, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir iktidar teknolojisidir. Gurup mı Grup mu? TDK’ya Göre Doğru Yazım Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre doğru yazım grup şeklindedir. “Gurup” biçimi ise yalnızca “güneşin batışı”…
Yorum BırakGurfe Ne Demek? Antropolojik Bir Bakışla Kültürel Bir Sembolün İzinde Kültürlerin çeşitliliğini, insanların kendilerini ifade etme biçimlerini, sembollerin ve kelimelerin ardındaki anlamları anlamaya çalışan bir antropolog olarak, “gurfe” kelimesiyle karşılaştığımda içimde bir merak uyanıyor. Her toplumun, her dilin içinde saklı duran kelimeler vardır; yalnızca bir anlam taşımakla kalmaz, bir yaşam biçimini, bir ritüeli, bir duyguyu temsil eder. “Gurfe” de bu tür kelimelerden biridir — kökeni, kullanımı ve çağrışımlarıyla insanın toplumsal varlığını anlamamıza yardımcı olur. Kelimenin İzinde: Gurfe’nin Anlam Katmanları Antropolojik açıdan “gurfe” bir kelimeden çok daha fazlasıdır. Yerel dillerde veya ağızlarda karşılığı “bir avuç”, “bir parça” ya da “bir ölçü”…
Yorum BırakAğız ve Diş Sağlığı Ne Oluyo? Edebiyatın Diliyle Bedenin Sessiz Hikâyesi Kelimelerin gücüne inanan biri için insan bedeni, aslında dev bir metindir. Her hücresi, bir cümlenin yarım kalmış sesi gibidir. Ağız ve diş ise bu metnin hem kapısı hem de kalemidir: konuşur, tad alır, anlatır. Edebiyatın derinliklerinde, ağız yalnızca biyolojik bir organ değil, dilin, kimliğin ve itirafın mekânıdır. “Ağız ve diş sağlığı ne oluyo?” sorusu, tıbbî bir meraktan öte, insanın kendine yönelttiği varoluşsal bir sorgudur. Çünkü edebî dünyada, ağız ve diş; yalnızca çiğneyen, konuşan, gülen parçalar değil, insanın içsel çatışmalarının aynasıdır. Kelimelerin Ağzı, Sessizliğin Dişleri Edebiyatta ağız, çoğu zaman hem…
Yorum Bırak