İçeriğe geç

Gazeteyi ilk kim buldu ?

Selam sevgili okur,

Bugün size tarihin en “gazetelik” sorularından birini soracağım: Gazeteyi ilk kim buldu? Hani şu elimize aldığımızda bazen mürekkebi avucumuza bulaştıran, bazen kupon biriktirip tava kazandıran, bazen de manşetiyle gün boyu sohbet konusu olan icat… İşte onun mucidini bulmaya çalışacağız. Ama merak etmeyin, sıkıcı bir ders kitabı üslubuna değil, bol kahkahalı ve biraz da “erkek stratejisi” ile “kadın empatisini” aynı sahneye koyan bir şov havasına gireceğiz. Hazırsanız başlayalım!

Gazeteyi İlk Kim Buldu? Stratejik Beyinler Sahneye!

Tarihçiler genellikle erkek tarafını şöyle bir stratejik tavırla sahneye sürer: “Gazete bilgi akışını düzenlemek, toplumu bilinçlendirmek ve devletle halk arasındaki iletişimi sağlamak için icat edildi.” Çok mantıklı, çok planlı ve hatta biraz da “Excel tablosu ruhlu” bir açıklama. Onlara göre gazetenin mucidi, “toplumsal iletişim problemini çözen stratejik bir dahi” olmalıydı. Çünkü erkek bakış açısı biraz da sorun gördüğü yerde çözüm üretmeye meyilli. Mesela “Halk bilgiye ulaşamıyor” → “O halde günlük basılı bir şey çıkarmalıyız!” gibi net bir akış.

Taktik: Haberleri Tek Elde Toplamak

Biraz da komik düşünelim: Erkek mantığıyla gazeteyi ilk bulan kişi büyük ihtimalle şunu söylemiştir: “Arkadaşlar, herkes farklı söylenti yayıyor. Biri ‘padişah çarşıya indi’ diyor, diğeri ‘hayır efendim saraya kapandı’ diye düzeltiyor. Gelin tüm haberleri tek sayfada toplayalım, millet de şaşırmasın.” Sonra da gururla “İşte bu stratejik çözüm!” diyerek matbaanın kapısına dayanmış olabilir.

Empati Kraliçeleri Devreye Giriyor

Kadın bakış açısı ise meseleyi daha ilişki odaklı ele alıyor: “Gazete aslında insanların birbirinden kopmaması, komşunun derdini öğrenmesi, uzaktaki olaydan haberdar olması için icat edildi.” Yani gazeteyi bulan kişi, toplumsal bağları güçlendirmeyi amaçlamış bir empati ustası da olabilir. Düşünsenize, biri “Köyde sel oldu” diyor, diğeri “Düğün var, gelinlik muhteşemmiş” diye ekliyor. Kadınlar bu durumu şöyle yorumlardı: “O zaman bu hikâyeleri bir araya getirip insanların kalbine dokunan bir şey yapalım.”

İlişkisel Yaklaşım: Dedikoduya Resmi Kılıf

Biraz mizah katalım: Kadın mantığıyla gazeteyi ilk bulan kişi muhtemelen “Bakın, biz zaten mahalle aralarında haberleşiyoruz, neden bunu resmileştirmiyoruz?” demiştir. Yani gazete, kocaman bir toplumsal sohbet halkasının yazıya dökülmüş haliydi. Bir nevi dedikoduya ciddiyet katmak gibi!

Tarihi Arka Plan: Kim, Ne Zaman, Nerede?

Gerçek tarihe bakacak olursak, modern anlamda ilk gazetenin 17. yüzyılda Avrupa’da çıktığı kabul ediliyor. 1605’te Strazburg’da Johann Carolus’un yayımladığı “Relation” isimli gazete bu anlamda “ilk” olarak anılır. Osmanlı’da ise 1831’de Takvim-i Vekayi devlet eliyle çıkarıldı. Ama bu teknik bilgiye rağmen, “ilk kim buldu?” sorusu hâlâ mizahi yanıtları hak ediyor.

Farklı Senaryolar

  • Belki bir baba, çocuğuna masal anlatmaktan sıkıldı ve “Şu olayları yazıya dökelim, millet okusun” dedi.
  • Belki bir anne, sürekli sorulan “Komşuda ne oldu?” sorusundan bunalıp hepsini tek yerde topladı.
  • Belki de bir genç, sadece “En son hangi tiyatro var?” sorusuna cevap yetiştirmek için bu işi başlattı.

Okurla Eğlenceli Bir Tartışma

Şimdi işin en keyifli kısmına geldik: Bu konuyu sizlerle birlikte tartışmaya açmak! Çünkü eminim herkesin farklı ve yaratıcı senaryoları vardır. Belki siz gazeteyi bir aşk mektubu zincirinden türemiş sayıyorsunuz, belki de “ilk gazete aslında fal köşesiydi” diye düşünüyorsunuz.

Sorular Sizlere

  • Sizce gazeteyi gerçekten kim buldu? Stratejik bir adam mı, empatik bir kadın mı, yoksa tesadüf eseri ortaya çıkan bir meraklı mı?
  • Eğer siz o dönemde yaşasaydınız, gazetenin hangi köşesini icat ederdiniz? Spor sayfası mı, dedikodu sütunu mu, yoksa yemek tarifleri mi?
  • Bugünün sosyal medyasını düşündüğümüzde, gazetelerin ilk haliyle arasında nasıl bir bağ görüyorsunuz?

Sonuç: Gazetenin İcadı Biraz da Hepimizin Hikâyesi

Gazeteyi ilk kimin bulduğunu kesin olarak bilsek de bilmesek de, aslında onun hikâyesi bizim hikâyemiz. Stratejiyle empati, çözümle ilişki, mantıkla duygu birleşince ortaya çıkan şey tam da bir gazete! Belki de bu yüzden gazeteler hâlâ hayatımızda. Siz ne dersiniz? Yorumlarda buluşalım, birlikte biraz daha “gazete icadı” üzerine kahkahalar atalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir